İhtiyati haciz, alacaklının muaccel olan para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulması işlemi.(İİK 257)
Borçlunun mallarına konulacak karar sadece borçlunun borcu kadar olmak durumundadır. Yapılacak işlem ile borçlunun mal kaçırmasını önlemek ve para alacağının vadesi geldiğince ödenmesini garanti altına almalıdır. Bu uygulama ile İhtiyati Tedbir karıştırılmamalıdır.
İhtiyati Haciz Şartları
İİK’nın 257. Maddesinde belirtilen şartlar ise aşağıdaki gibidir.
- Bir para alacağı bulunmalıdır.
- Para borcu rehinle temin edilmemiş olmalıdır.
- Alacağın vadesi gelmiş olmalıdır.
- Alacaklı ilgili mahkemeye teminat yatırmalıdır.
- Alacaklı dilekçe ile talep etmelidir.
- Alacağın dayanağının da mutlaka talep dilekçesinde belirtilmesi gerekmektedir. Alacaklı, alacağına dair deliller ile ispatını gerçekleştiremez ise bu talebi mahkeme tarafından reddedilebilecektir. Mutlaka alacağa kaynak olarak bir belge, ilam veya ilam niteliğinde bir belge sunulmalıdır.
İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
Gerekli evraklar sunulduktan sonra ilgili kararının verilebilmesi için alacaklı tarafından mahkemede kararın gerekliliğine ilişkin yaklaşık bir kanaat oluşturulması yeterlidir. Alacaklının söz konusu gerekliliği kesin olarak ispat etmesi aranmamıştır.
Ticaret Mahkemenin verdiği bu karara itiraz hakkı vardır. İcra İflas Kanunu madde 265’e göre, haciz tutanağına dair tebligatın gerçekleşmesinden itibaren 7 gün içerisinde itiraz edilebilmektedir. İtiraz gerekçesi olarak;
Kendisi dinlenilmeden verilen kararın dayandığı sebepler,
Mahkemenin yetkisine ve teminat,
Kendisinin bulunduğu hacizlerde haczin tatbiki sunulabilecektir.
Karara İtiraz Nereye Yapılmalıdır?
Kararı veren ilgili mahkemeye itiraz edilmelidir. Mahkeme, yapılan ihtiyari haciz kararını değerlendirerek kabul veya ret eder. İtiraz üzerine mahkeme duruşma günü verir. Mahkeme her iki tarafı dinleyerek itiraz reddini haklı görürse kararını değiştirir veya tamamen kaldırır.
İHTİYATİ HACZİN UYGULANMASI NASIL OLUR ?
- Borçluya karşı dava açmadan veya takip yapmadan önce ihtiyati haciz kararı almalıdır. Borçlunun mallarına haciz koyduran alacaklı vekili 7 gün içinde borçluya karşı takip talebinde bulunmalı veya dava açılmak zorundadır.
- Bu süre, alacaklı ihtiyati haczin icrası sırasında hazır bulunuyor ise haczin icrasından, hazır bulunmuyorsa, ihtiyati haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren işlemeye başlanır. (m. 264, 1)
- İhtiyati haciz kararından sonra, süresinde dava açılması veya takip yapılması da yeterli değildir. Ayrıca 264. maddede belirtilen işlemlerin de süresinde yapılması gerekir.
- Alacaklının kanunda belirtilen sürelere uymaması durumunda ihtiyati haciz, kendiliğinden hükümsüz hâle gelir. İlgililer isterse gerekli yerlere bildirir. (m. 264, 4).
- Alacaklı, kanunda belirtilen sürede dava açar veya takip yapar ya da kanunda belirtilen sürelerde gerekli yollara başvurursa, dava veya takibin sonuna kadar ihtiyati haciz devam eder ve dava veya takipler sonunda alacaklı haklı çıkarsa, bu karar kesinleşir ve hacizli malların satışı istenebilir. ( m. 264, 5)
İHTİYATİ HACİZDEN KAYNAKLANAN TAZMİNAT DAVASI NEDİR ?
- İhtiyati haciz koyduran alacaklı, haksız çıkarsa, borçlunun ve üçüncü kişilerin haksız yapılan hacizden kaynaklanan zararlarını tazmin etmek zorundadır. bu haciz kararı için teminat gösterilmesi gerekir (m. 259; m. 260/5).
- Zararlarını tazmin ettirmek isteyen borçlu veya üçüncü kişi, alacaklıya karşı bir tazminat davası açmalıdır. Tazminat davası genel mahkemelerde, genel hükümlere göre açılmalıdır. Genel olarak haciz kararına bir tazminat davasına ilişkin yargılama özelliklerini göstermektedir. Ancak, bu davanın kararını veren mahkemede de görülmesi mümkündür (m. 259, IV).
- Dava iki yıllık ve herhalde on yıllık zamanaşımına tâbidir (TBKm. 72).
- Davacı borçlu veya üçüncü kişi davayı kazanırsa, lehlerine olan tazminatı öncelikle alacaklının yatırdığı teminattan alırlar.